22 Kasım 2014 Cumartesi

Mutsuz ama bahtiyar olanlara;





   ''Kurtuluş Parkı'nda yaprak dökümü... Hava açık... Yıldızlar yere yakın... Taş atsak bir ikisini düşürebiliriz. ''neden olmaz'' diye soruyorum. ''mutsuz oluruz'' diyorsun. ''herkes mutlu olacak diye bir kural yok, biz de mutsuz olalım'' demiş Emrah Serbes günlerden bir gün.
   Okuyan hatırlar hatta sonbaharda Ankara'da kimbilir belki Kurtuluş Parkı'nda olanınız varsa o sahne gözünün önünde canlanabilir. Belki şurada bir yerde hep üzerinde ''mutluluk garantidir'' yazan yolları seçeniniz varsa ''ama mutsuz oluruz'' diyen ablaya veyahut abiye hak verebilir. ''Hep garanti mutlulukları seçecek değiliz ya ben seninle sevgilim mutsuz ama bahtiyardım'' diyen ablalar abiler varsa onları da tebrik ederim. Çünkü en zorudur mutsuz olacağını bile bile bir yola girmek o mutsuzlukla beslenmek hatta o mutsuzluktan bir mutluluk oyunu kurmak.
   Hayat belki Ankara'da Kurtuluş Parkı'nda değil ama başka bir şehirde başka bir parkta veya bir deniz kenarında aynı konuşmayı yaptırmıştır sizlere de birkaçınıza. Şanslıysanız ve biraz cesaretiniz varsa mevzunun baş rollerini paylaştığınız zat-ı muhtereme ''olsun biz de mutsuz olalım'' diyorsunuz şans yaver gitmemişse işte o zaman buyrun cenaze namazına :)
    

      Yazarımsıdan küçük bir not: Ankara sonbaharda cidden güzel, baya bir güzel gelsenize mutsuz olmayız taş atar birkaç yıldız düşürürüz Kurtuluş Parkı'nda :)

19 Ağustos 2014 Salı

Netice de her şey; BİRDENBİRE

  Hissettire hissettire geleni değil birdenbire gelen mutluluğun sarhoşu oluruz, birdenbire ağlar birdenbire gülmeye başlayabiliriz,  birdenbire aşık olabiliriz. Bugün ağlarken yarın şükredebiliriz uzun bir süre emniyet şeridinde 60kmle giden hayatımızı ansızın yarış pistlerine sürükleyebiliriz.
   Kısacası yaşam da insan da kuş gibidir şu hayatta, duygular da beden de kâh burda kâh kapı arkasında. Tabii bu hayat kosusturmacasında en önemlisi en deli rüzgarlarda da durgun denizlerde de kimin yanında senle geldiği yoksa zaten Orhan Veli de demiş ya;
Kız birdenbire oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar,  kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire
Çok da şey yapmayın yani bırakın olsun her şey birdenbire :)

1 Temmuz 2014 Salı

Elbet Bir Gün

   Giden günler geri gelmez, o günlerden daha mutlu günleri o günlerden daha mutsuz günleri yaşayabilirsin ama asla AYNI O ESKİ GÜNLERİ YAŞAYAMAZSIN. Bir şeyin dahası veya aşağısı olur ama gibisi olmaz. Doğanın böyle bir kanunu var çünkü bir daha aynı insanları aynı mekanı aynı mevsimi bir araya toplasan da sana aynı tadı vermez. Yine güzeldir yine mutluluk vardır ama o tadı damağında kalan anın aynısını yaşayamazsın.
    İşte o yüzden anın büyüsünü yakalamak dediğimiz şey çok önemli bir nev'i o anla aranda ten uyumu gibi bir şey bu. Tekrar yaşayamazsın tekrarını oynatamazsın dizi özeti mi bu nitekim sevdiğin dizinin bile tekrarı aynı tadı vermiyorken anından bunu bekleyemezsin. Ama şöyle bir seçeneğin var daha güzel anlar biriktirmek, daha mutlu olmak, daha çok gülmek. Ayrıca teknoloji sana binbir türlü imkan sunmuş azıcık kullan fotografların olsun videoların olsun onlara bakıp eski günleri yad et mesela ya da notlar yaz emin ol oraya buraya bıraktığın hatta zamanında anı değeri taşımayan bir şeyler aylar yıllar sonra karşına bir yerden çıkacak. Yazılan bir not mesela, öylesine çekilmiş bir fotograf her ne olursa işte sana tebessüm ettirecek cinsten ne varsa sakla onları, onlar senin geçip giden zamanların onlar senin hayata karşı ELBET BİR GÜN BULUŞACAĞIZ deme biçimin. Sevdiklerinle aynı anı bir daha yaşayamazsın belki o günler bir daha geriye gelmez ama elbet bir gün buluşursunuz bak Zeki Müren de öyle demiyor mu :) ?

 
      

29 Haziran 2014 Pazar

Hayr mı şer mi bilmem ama.

 Hayat; genel olarak senin yaptığın planlara kapının arkasından hınzırca gülümseyen çocuk gibi. Sen kuruyorsun, planlıyorsun, heves ediyorsun hayatın cevabının ne olacağını bilmeden kesiyorsun bileti AMA O İŞLER ÖYLE OLMUYOR. Çünkü hayatın da senin için bir planı var bazen altın tepside bazen de fazlasıyla hatta haddinden fazla bir acıyla sunuyor sana. Bazen hayr veriyor şer çıkıyor bazen şer bu diyorsun hayra dönüşüyor. Kısacası türlü türlü seçenekten bir piyango bileti sunuyor sana ve sen bazen olmuşa çare bulamayacağını bile bile oradan oraya atıyorsun kendini kuş gibi çırpınıp duruyorsun belki sövüyorsun belki tepiniyorsun ama unuttuğun bir şey var; İNSAN NASİBİNDEN BİR ADIM BİLE ÖTEYE GİDEMEDİĞİNİ BİLDİĞİ HALDE NİYE ÜZÜLÜR Kİ ?
     
     O zaman bu güzel yaz-ramazan akşamında içinizden geçen neyse nasibiniz olsun. İyi geceler sevgili Kent fm dinleyicileri :)

20 Haziran 2014 Cuma

Fesuphanallah

     Hayatta hiç bir mücadelenin bitişi yok, nihayeti yok. ''Biri biterken öbürü de başlar vermesin Allah'' diyen Erkin babaya katılıyor ve tebrik ediyorum. Çünkü gerçekten biri biterken diğeri başlıyor, ''şu iş bir bitsin rahatım'' dediğin an kapıya dayanan yumurta gibi bir diğer iş gülümsüyor sana. İçeri almasan olmaz nasıl da sırıtıyor kapıdan ''gel sen de gel bir sen eksiksin'' diyerek kaderine razı oluyorsun.

    Ben mesela ne zaman ''şu da bitsin ondan sonra rahatım'' desem rahat olamadım, oldurmadılar, müsaade etmediler şikayetçiyim hakim bey!! Zaten en büyük yalan '' şu üniversiteyi bir kazan sonra rahatsın''la başladı kazandık ve işlerin de yalanların da çorap söküğü gibi ardı arkası kesilmedi. Hep bir telaşla akıp giden günleri yine telaşlar kovaladı. Sınavlar bitti işler başladı işler bitti başka şeyler başladı.
 
      Velhasıl-ı kelam hayat mücadelesinin ucu bucağı sonu yok şimdi şu sınavları atlatın sonra bir işe girin sonra bir evlenin çocuğu bir doğurun çocuk büyüsün okusun bir emekli olun o zaman da rahat değilsiniz a dostlar artık nasipse hoca selayı okurken rahata ereriz cümleten. Hadi bakalım anmışken bir de Erkin babayı dinleyelim yanımıza da hayat mücadelelerimizi alalım hatta belki de şurda bir yerlerde yeni telaşlar vardır ne dersiniz ?

20 Şubat 2014 Perşembe

Bavul meselesi.

Kalbin senin bavulun, telaşta kaçarken o bavula tıkıştırdıkların kimi gerekli kimi gereksiz ama hepsi senden hepsi senin.
 Hep diyorum ya bizi biz yapan iyi veya kötü ne varsa kaybetmemek lazım. Sonradan dönüp baktığında için hatıra kutusuna dönmüş olsa da o dostlar, o şarkılar, o şehirler, o aşklar, o insanlar, o iklimler mayan olmuş senin.
İşte o yüzden yaşadığın her şeyi sindir güzel kardeşim bir de sindirdikten sonra bak o günlere. Bak nasıl da o güzel el sallıyorlar bize bir fotoğraf karesinden.
       

3 Şubat 2014 Pazartesi

İyi Geceler Şeysi.

'' Her ayrılık zor bin yıldır söyler dururum, öğrenmiyor kalp görüldüğü üzere durumu...''
Sezen Aksu bir konserinde ölen biricik arkadaşı Meral Okay için söylemişti bu şarkıyı, o gün bugündür dinlerken çok başka şeyler hatırlatır bana.

Her dinleyişimde çoğu insanın aksine biten bir aşkı değil de yiten bir hayatın, ılık bir yaz gecesi şarkılarla eğlenilen bir bahçenin sonbaharda terkedilmiş halinin,  çocukluğu gençliği beraber geçirdiğimiz bir dostun ellerimizden kayıp gidişinin hüznünü duyarım. Köşesine çekilmiş eski günlerini hatırlayan bir ihtiyarın geçip giden zamanları gözlerinden geçirişini düşünürüm.
İşte o sırada da arkadan Sezen Aksu söyler; insan biraz olsun akıllanmaz mı büyümüz mi er geç ?



24 Ocak 2014 Cuma

Bazen olur

Bazen her şey daha net olur, gök daha mavi olur, kuşlar daha güzel öter, su daha bir kana kana içilir. Tüm renkler pastelden neona dönebilir, radyoda hep en sevdiğiniz şarkı denk gelir. Aklınızdan geçirdiğiniz eski bir dost bir anda yolda karşınıza çıkabilir. Köşedeki simitçiye sıcak simit gelmiş olabilir ve yanında da peynir vardır belki. Bakarsınız güneş açar mevsimlerden bahar olmasa da içinize bahar havası dolar, kim bilir belki gökyüzü ciğerinize dolabilir :)